17 Nisan 2013 Çarşamba

MUSA ÇAVUŞ


MUSA ÇAVUŞ
Soydaşlarının çığlıklarını herkes gibi o da duyuyordu. Her duyduğu çığlık aklını başından alıyordu. Bir an önce Hacın'a girmek, çığlıklara çare olmak istiyordu.
"Acele etme, Musa Çavuş!"dedi arkadaşları.
Duymadı bile Musa Çavuş. Hamurcu'dan aşağılara olanca hızı ile koştu. Taş Köprü'ye geldi. Bir solukta köprüyü geçecekti. Ne kalmıştı ki şunun şurasında.  İki adım ilerisi hükümet konağı… O vardığında çığlıklar kesilecekti. Beynini kemiren çığlıklara çare olacaktı.
Öyle can havli ile yükseliyordu ki, hükümet konağından çığlıklar:
“Kurtarın bizi! Ne ar kaldı, ne namus! Yetişin din gardaşlarımız! Yetişin!.."
 Duyar da bu feryadı durur mu Musa Çavuş?
Son bir soluk aldı Hamurcu'nun yokuşunda... Son bir defa daha:
"Ya Allah, Ya Bismillah, dedi. Geldim gardaşlar. Yetim!"
Silahlar patladı ardı ardına. Kurşunlar namludan bütün hızı ile acımasızca çıktı.
Musa Çavuş:
"Yandım Allah!" dedi.
Susmadı silahlar. Ardı ardına patladı. Belki yirmi, belki otuz el silah sıkıldı. Yedi kurşun isabet etti Musa Çavuş’a. Yığıldı oracığa. Karşı ateş başlattı Musa Çavuş’un arkadaşları. Musa Çavuş’un yaralı bedenini kurşun menzilinden çekip aldılar.
Öldürmeyen Allah öldürmedi. Hacın’da en şiddetli çatışmalar olurken, Musa Çavuş cephe gerisinde kaldı.
4 Aralık 2010’da Gürleşen Köyü’nde ziyaret ettiğim kızı Halime, babasını övgü ile anlattı. Babası Musa Çavuş’un hayat hikâyesi adeta onula birlikte yaşıyordu. Babası ile ilgili en küçük ayrıntıyı bile biliyordu.
“Nereden biliyorsun bu kadar ayrıntıları?”dedim.
“Benim gözlerim bir yaşında kör olmuş. O yüzden okula gidemedim. Babam ölene kadar hep yanında kaldım. O anlatır ben dinlerdim. Babamdan öğrendim.”
“Ağıt da öğrendin mi?”diye sordum.
“Sesli mi söyleyim?”
“Söyle bakalım.”dedim.
Başladı söylemeye:

“Osman’ımı göğe attılar,
Altına süngü tuttular
Öldüğümü gam çekmiyom
Ağ tenimize baktılar.”

Çamşaroğlu goca gâvur,
Bebekleri gaynatıyor.
Gün görmemiş hanımları
Süngü ile oynatıyor.”

Hacın ağıdının farklı söylenişlerini biliyordum. Ancak,

“Osman’ımı göğe attılar,
Altına süngü tuttular
Öldüğümü gam çekmiyom
Ağ tenimize baktılar.” Mısralarını ilk defa duymuştum.

“Bunları kimden öğrendin?”dedim.
“Bizim eve çok insanlar gelirdi. Kadınlar da ağıt söylerlerdi. O kadınlardan öğrendim.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder