MUSA
ÇAVUŞ
Soydaşlarının çığlıklarını herkes gibi o da duyuyordu. Her duyduğu çığlık
aklını başından alıyordu. Bir an önce Hacın'a girmek, çığlıklara çare olmak
istiyordu.
"Acele etme, Musa Çavuş!"dedi arkadaşları.
Duymadı bile Musa Çavuş. Hamurcu'dan aşağılara olanca hızı ile koştu. Taş
Köprü'ye geldi. Bir solukta köprüyü geçecekti. Ne kalmıştı ki şunun
şurasında. İki adım ilerisi hükümet
konağı… O vardığında çığlıklar kesilecekti. Beynini kemiren çığlıklara çare
olacaktı.
Öyle can havli ile yükseliyordu ki, hükümet konağından çığlıklar:
“Kurtarın bizi! Ne ar kaldı, ne namus! Yetişin din gardaşlarımız! Yetişin!.."
Duyar da bu feryadı durur mu Musa
Çavuş?
Son bir soluk aldı Hamurcu'nun yokuşunda... Son bir defa daha:
"Ya Allah, Ya Bismillah, dedi. Geldim gardaşlar. Yetim!"
Silahlar patladı ardı ardına. Kurşunlar namludan bütün hızı ile acımasızca
çıktı.
Musa Çavuş:
"Yandım Allah!" dedi.
Susmadı silahlar. Ardı ardına patladı. Belki yirmi, belki otuz el silah
sıkıldı. Yedi kurşun isabet etti Musa Çavuş’a. Yığıldı oracığa. Karşı ateş
başlattı Musa Çavuş’un arkadaşları. Musa Çavuş’un yaralı bedenini kurşun
menzilinden çekip aldılar.
Öldürmeyen Allah öldürmedi. Hacın’da en şiddetli çatışmalar olurken, Musa
Çavuş cephe gerisinde kaldı.
4 Aralık 2010’da Gürleşen Köyü’nde ziyaret ettiğim kızı Halime, babasını
övgü ile anlattı. Babası Musa Çavuş’un hayat hikâyesi adeta onula birlikte yaşıyordu.
Babası ile ilgili en küçük ayrıntıyı bile biliyordu.
“Nereden biliyorsun bu kadar ayrıntıları?”dedim.
“Benim gözlerim bir yaşında kör olmuş. O yüzden okula gidemedim. Babam
ölene kadar hep yanında kaldım. O anlatır ben dinlerdim. Babamdan öğrendim.”
“Ağıt da öğrendin mi?”diye sordum.
“Sesli mi söyleyim?”
“Söyle bakalım.”dedim.
Başladı söylemeye:
“Osman’ımı göğe attılar,
Altına süngü tuttular
Öldüğümü gam çekmiyom
Ağ tenimize baktılar.”
Çamşaroğlu goca gâvur,
Bebekleri gaynatıyor.
Gün görmemiş hanımları
Süngü ile oynatıyor.”
Hacın ağıdının farklı söylenişlerini biliyordum. Ancak,
“Osman’ımı göğe attılar,
Altına süngü tuttular
Öldüğümü gam çekmiyom
Ağ tenimize baktılar.” Mısralarını ilk defa duymuştum.
“Bunları kimden öğrendin?”dedim.
“Bizim eve çok insanlar gelirdi. Kadınlar da ağıt söylerlerdi. O
kadınlardan öğrendim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder