17 Nisan 2013 Çarşamba

MUZAFFER GÜLTEKİN


MUZAFFER GÜLTEKİN
            İlerlemiş yaşına aldırmadan, ilçenin kurtuluş bayramlarında omzuna taktığı dolma tüfek ve çete elbisesi ile boynunu hep bir tarafa bükerek çeteler arasında yer alan, Muzaffer Gültekin Abi hep dikkatimi çekerdi. Onu normal zamanlarda da sokakta, caddede, parkta ve hatta evinin bahçesinde görür, hal hatır sorardım. İçimden hep onunla eski günleri konuşmak geçerdi. Kaç defa niyet ettiysem her defasında bir engele takıldı. İhmal bu olsa gerek.
Bahaneler mi beni buldu, ben mi bahanelere sığındım, pek bilmiyorum ama öyle veya böyle oldu. Ben bir türlü Muzaffer Abi ile uzun uzun onun çocukluğunu konuşamadım. Biz insanoğlu hep böyleyiz işte. Her işimizi yarına bırakmayı öylesine severiz ki, yarının hep geleceğini düşünürüz. Sonra da elimizden uçup giden kuş misali, gelecek sandığımız yarınlara bir bakarız ki birden dün oluvermiş. Hayıflanır dururuz. “Keşke şunu yapsaydım. Keşke şöyle yapsaydık,” der dururuz.
Ben Muzaffer Emmi’nin Hacın’ın yerlisi olduğunu, çocukluğunun Hacın’da geçtiğini ve 1920 yılında Hacın’da yapılan katliamları görmemiş olsa bile, o mezalimi yaşayanları çok yakından tanıdığını biliyordum. Onunla o günleri konuşmak, konuştuklarımızı bu kitapta paylaşmak bir türlü nasip olmadı.  Ama şuna öyle inandım ki, eğer bu kitapta Muzaffer Emmi’den bahsetmeyecek olursak, kitabın bir yerleri hep eksik olacaktır. Ben de ilçemizde esnaflık yapan onun oğlu Mehmet Gültekin’e gittim.
“Hocam, sağlığında Muzaffer Emmi ile konuşmak isterdim. Ancak nasip olmadı. Onun Hacın’la ilgili anlatmış olduğu anıları varsa benimle paylaşır mısınız?” dedim.
            Sayın Mehmet Gültekin çok sağ olsun beni kırmadı ve hatırlayabildiği kadar babası hakkında bana kendi el yazısı ile bir not yazdı ve verdi. O yazıya sadık kalarak Muzaffer Emmi hakkındaki bilgileri paylaşmak istiyorum.
            “Muzaffer Gültekin, 1911 yılında Hacın’da doğmuş. Yani Hacın karıştığında dokuz yaşındaymış. Babası birçok Türk genci gibi:
            “Burası Yemendir
            Gülü çimendir
            Giden gelmiyor,
Acep nedendir? “diye için için ağladığımız Yemen’e gitmiş ve bir daha gelmemiş.  Muzaffer Gültekin babasını hayatında hiç görmemiş.
            O 8-9 yaşlarında bir çocukken, üç kardeşi, annesi ile birlikte Hacın’da yaşıyorlarmış. Yakın akraba olarak da; iki teyzesi, bir dayısı ve dedesini bilmektedir.
Dedesi Celil Efendi, önceleri jandarma çavuşuymuş. Emekli olunca da Karsavran Köyü’ne yerleşmiş. Kendisine de bir ev yapmış. Hacın karışmaya başlayınca ve damadı Yemen’de kalınca kızlarını ve torunlarına kol kanat olmak ona kalmış. O da bakmış ki Hacın yavaş yavaş karışmaya yüz tutuyor, çocuklarını ve torunlarını alarak doğru Karsavran Köyü’ne götürmüş. O günleri Muzaffer Gültekin şöyle anlatır:
“Hacın’da herkes Ermenilerin bize düşman olmaya başladığını konuşuyordu. Biz babasızdık. Fazla akrabalarımız da yoktu. Korkuyorduk. Bir gün dedem bizi evine çağırdı. Gittik. iki teyzem ve dayım da oradaydı. Yemek yedik. Sonra dedem Celil Çavuş annemi, teyzelerimi ve dayımı karşısına aldı.
“Bakın çocuklar” dedi. “ Durum çok kötü... Bizim devletimiz bitti. Ermeniler iyice azdılar. Yoktan bize düşman kesildiler. Biz burada çok azız. Bunlar bir gün hepimizi öldürecekler. Bakın, ben gittim köyde oturuyorum. Burada sizi koruyacak hükümet kuvveti de yok. Ben hepinizi köye götüreyim. Ortalık durulana kadar orada kalalım.” dedi.
Kısa bir sessizlik oldu.
Sonra anam ileri çıktı.
“Tamam, baba, dedi. Ben çocuklarımla geliyorum. Hatice Teyzemle Hacı Ahmet Dayım da “tamam” dedi.
Ama Emine Teyzem itiraz etti.
“Ben gelemem baba, dedi. Burada üç katlı konağımı gâvura bırakıp da gidip köydeki ahırda oturamam. Kusura bakma baba, siz gidin, ben gelmiyorum.” dedi.
Dedem ne dediyse Emine Teyzemi ikna edemedi.  Emine Teyzem Hacın’da kaldı. Biz Karsavran köyüne gittik. Hacın karıştı. Kurtuluşa kadar biz köyde perişan halde kaldık. Ama katliamdan Karsavran köyüne gittiğimiz için kurtulduk.
 Emine Teyzem ve çocukları, yüzlerce Hacınlı gibi Ermeni katliamında kayboldular.”
1911 yılında Hacın’da doğdu. 2006 yılında hayata veda etti.
Mekânı cennet olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder